- don
- Íis.1. 俗́ 衣服, 着装: Güzellik ondur, dokuzu dondur. 成́ 美丽有十分, 衣装占九分; 人靠衣服马靠鞍。2. 内裤: Ayağında don yok. 他下身什么也没穿。Ak don, kara don geçit başında belli olur. 成́ 是骡子是马拉出来遛遛。3. 马的毛色◇ \don gömlek 身穿内衣内裤, 半裸, 衣不遮体地: Ali don gömlek kapının önünde gözüktü. 阿里穿着内衣内裤出现在房门口。Depremle birlikte ahali, don gömlek kendini dışarı atmıştı. 地震了, 居民们衣不遮体地逃了出去。\don paça kaçmak 顾不上穿衣服急匆匆地逃跑 \donuna doldurmak (或 etmek, kaçırmak, yapmak) 1) (小孩)拉裤子, 尿裤子 2) 转́ 吓得屁滚尿流: Edeptir söylemesi, donuna kaçırmış. 请原谅我的用词, 听说他吓得尿裤子了。\donunun bağı çözülmek 吓得不知所措IIis. 冻, 冻结, 结冰, 冰冻, 霜冻: Don ekinlere zarar verir. 霜冻危害农作物。Ekinler dondan yanmış. 庄稼冻死了。◇ \don çözülmek 解冻, 冰雪消融: Donlar çözülünce etrafı vıcık vıcık bir çamur deryası kapladı. 冰雪一化, 四周变成了烂泥塘。\don kesmek 俗́ (植物)冻伤, 冻坏 \don tutmak 结冰, 上冻: Epeydir kar, kar üstüne yağıyor, don tutuyordu. 大雪纷飞, 天寒地冻。\dona çekmek 天寒地冻: Dona çekmiş kar tabakaları üstüne kebelerimizi attık. 我们把大氅铺在冻得硬梆梆的雪地上。
Türkçe-Çince Sözlük. 2014.